Aslında bir Demirspor klasiğiydi, ancak bu hafta benim için daha çekilmez oldu. Bloga bir şey yazamadım. Laf olsun torba dolsun türünden haberlerle günü geçiştirdim. Bu hafta Demirspora karşı içimden, ciğerimden bir şeyler kopmadı.
Çok uzun zamandır, dışarıda kazandık, liderle aramızdaki puan farkı 2-3 puana düştü, heveslendik. Evimizde kaybettik, kendimizi kaybettik, güvenimizi kaybettik, inancımızı kaybettik. Hani sevda olmasa, insanın alıp başını gidesi geliyor. Bu yaşta bu derde, bu ızdıraba niye katlanıyorum, niye bu kadar kendimi kahrediyorum, bilmiyorum. Bazen bu cevabı bulmaktan korkuyorum, yoruluyorum.
Bu hafta ilk defa bu soruyu kendime sordum.
Daha ligin bitmesine 10 hafta var,
Yani toplanacak 30 puan.
Demirspor şampiyon olabilir mi?
Olabilir.
Olursa içime siner mi?
……………..
İşte artık ben bu soruya cevap veremez oldum.
Bu sorunun cevabından korkar oldum.
Bu yönetim Seyrantepe’ye o pankartla çıktı ya.
Benim için bu yıl orada bitti.
Ama bir umut
Bank Asya’ya çıkabilme hayali
Çeşitli taraftar bloglarını okuyorum, çoğu benim gibi düşünüyor. Kimse bu yıl play-off oynamak istemiyor. Herkes çok yorgun, herkes çok bıkkın
Şairin dediği gibi; artık hiçbir şey gideremiyor iç sıkıntımı, memleketimin tütünü ve türküleri gibi. Bizim bu durumumuzu da izah edebilmek de oldukça güç. Belki bir tek slogan; Kafana Göre Demirspor